AK Parti’nin, İngiliz modeli olarak adlandırılan sokak hayvanlarının itlafı yani uyutulması yönünde bir kanun teklifi meclise getirmeye hazırlandığı haberleri gündeme bomba gibi düştü. Bu kanunun, sadece sokak hayvanlarının yaşam hakkını ellerinden almakla kalmayıp, toplumun vicdanını da derinden yaralayacağı aşikardır. İnsanın aklına şu soru geliyor: Bu dünyada sadece insanların yaşam hakkı olduğuna dair bir kanun mu var da biz bilmiyoruz?
Hayvanlar, bitkiler ve insanlar, doğanın birer parçasıdır ve bu yaşam döngüsünde herkesin bir yeri vardır. Sokak hayvanlarını öldürmek, doğanın dengesini bozmak demektir. Aç köpek fırın yıkar, der büyüklerimiz. Evet, sokak hayvanları aç kalınca saldırganlaşabilir, ama burada suçlu olan kim? Geçtiğimiz yıllarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 81 il valiliğine gönderdiği sokak hayvanları için barınak yapılması ve beslenmesi talimatına kaç vali uydu? Hangi belediye başkanı bu talimat doğrultusunda harekete geçti?
Söyleyeyim, hiçbir vali, hiçbir belediye başkanı bu talimatı takip etmedi. Sonuç olarak, sokak hayvanları aç kaldı ve insanlara saldırdı. Belki ağır hasta ve acı çekiyordur diye uyutulması anlaşılabilir bir durumdur, fakat sokaktaki her hayvan için böyle bir genelleme yapılabilir mi? Biz kimiz ki onların yaşamını ellerinden alıyoruz?
Bir düşünelim; hayvanlar mı bizim yaşam alanımıza girdi ?, yoksa biz mi onların alanına girdik? Ormanları, dağları, bayırları kendi menfaatimiz için fabrikalar, siteler, parklar yapmak amacıyla işgal ettik. Hayvanların yaşam alanlarını yok ettik. Herkes sorsak , “Elhamdülillah Müslümanım,” der ama peygamberimizin zamanında hangi Müslüman bir canlının yaşamına son verdi?
Sokak hayvanları meselesine karşı gösterilen bu duyarsızlık, aslında daha büyük bir sorunun yansımasıdır. Çevreye, doğaya, hayvanlara karşı olan bu umursamaz tavır, insana ve insanlığa olan saygının da azalmasına neden oluyor. Bir toplum, en savunmasız üyelerine nasıl davranıyorsa, aslında kendi ahlaki seviyesini de o ölçüde belirler. Hayvanları öldürmek kolay bir çözüm gibi görünebilir, ancak bu, sadece sorunu geçici olarak ortadan kaldırır. Asıl çözüm, hayvanların doğal yaşam alanlarını korumak, onlara barınaklar sağlamak ve gerekli bakım ve beslenmelerini temin etmektir.
Bu haberlerin ardından sosyal medyada binlerce paylaşım, binlerce yorum yapıldı. AK Parti ve MHP milletvekilleri başta olmak üzere, tüm partilerin milletvekilleri bu yanlıştan dönmelidir. Hiçbir canlının yaşamını biz vermedik ki, alalım. Sizler milletin vekilisiniz, milletin efendisi değil. Eğer bu yüce millete hizmet etmeye geldinizse, bu kanun teklifini meclise getirmekten vazgeçin.
Sonuç olarak, sokak hayvanlarının itlaf edilmesi, insani ve vicdani bir çözüm değildir. Yaşam döngüsünün bir parçası olan hayvanları öldürerek elde edeceğiniz hiçbir şey yok. Bu yanlıştan dönün ve hayvanlara da yaşam hakkı tanıyın. Onlara barınak yapın, onları besleyin. İşte o zaman gerçek bir milletin vekili olduğunuzu gösterirsiniz.
Hayvanlar, biz insanlar kadar bu dünyanın bir parçası. Onların yaşam hakkını elinden almak, bizim insanlık görevimize aykırı bir davranış. Bugün bu kararı destekleyenler, yarın kendi vicdanlarında bu kararın yükünü taşıyabilecekler mi? Gerçek bir medeniyet, en zayıfına gösterdiği merhametle ölçülür. Biz de bu merhameti göstermeli ve hayvanlara yaşama hakkı tanımalıyız. Çünkü unutmayalım ki, bu dünya sadece biz insanların değil, tüm canlıların ortak evidir.
Peygamberlerimizin zamanında yaşayan hangi Müslüman bir cana kıydı ki, bu sokak hayvanlarının canına kıymak için kanun teklifi veriyorsunuz hangi vijdan ile bunu yapıyorsunuz El İnsaf Yahu
ALLAH KALBİNİZE MERHAMET DUYGUSU VERSİN İNŞALLAH
Yavuz Çakar
info@bizimduzce.com
bizimduzcegazetesi81@gmail.com