Türkiye’nin enerji gündemini yıllardır meşgul eden kaçak elektrik sorunu, yasalara uyan milyonlarca abonenin tepkisine yol açmaya devam ediyor. Açıklanan verilere göre, bazı illerdeki kayıp/kaçak oranları rekor seviyelere ulaşırken, bu fatura farkı, tüm Türkiye’deki abonelerin elektrik faturalarına “Kayıp ve Kaçak Bedeli” adı altında yansıtılıyor.
Vatandaşlar ve bazı uzmanlar, kaçağın yoğun olduğu illerin belli olmasına rağmen maliyetin ulusal düzeyde paylaşılması sistemine karşı çıkarak, “Her il kendi kaçağını ödesin” diyerek sorunun kökten çözülmesini talep ediyor.
Kaçak Tüketimin Haritası: Güneydoğu Zirvede
Elektrik dağıtım şirketlerinin ve ilgili kurumların verileri, Türkiye’deki kaçak elektrik kullanımının büyük ölçüde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yoğunlaştığını açıkça gösteriyor.
En Yüksek Kayıp/Kaçak Oranına Sahip Bazı İller (Yaklaşık Veriler):
- Mardin: %72,7 civarında
- Şırnak: %70,9 civarında
- Diyarbakır: %65,4 civarında
- Batman, Siirt, Şanlıurfa ve Hakkari gibi illerde de oranlar ülke ortalamasının çok üzerinde.
Bu yüksek oranlar, özellikle Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) hizmet bölgesindeki illeri kapsıyor. Kaçak kullanım, yalnızca evsel tüketimde değil, özellikle tarımsal sulamada kullanılan kayıt dışı trafolar aracılığıyla da büyük bir sorun teşkil ediyor.
Dürüst Abonenin Faturası Neden Şişiyor?
Mevcut düzenlemelere göre, dağıtım şirketlerinin kayıp ve kaçak (teknik ve teknik olmayan kayıplar) maliyetleri, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından belirlenen bir mekanizma ile tüm Türkiye’deki abonelerin faturalarına yansıtılıyor. Bu durum, kaçak oranın %1,3 gibi düşük seviyelerde olduğu Denizli, Karabük ve Bilecik gibi illerdeki tüketicilerin, yüksek kaçak kullanan bölgelerin maliyetini de üstlenmesi anlamına geliyor.
Uzmanlar, bu durumun dürüst vatandaşların bütçesine ek %10 ila %15 arasında bir yük getirdiğini belirtiyor.
“Yerelleştirme” Önerisi: Kaçak Yapan Bedelini Ödesin!
Tepkilerin odağındaki temel talep ise kayıp ve kaçak bedellerinin yerelleştirilmesi. Bu sistemin savunucuları, her ilin veya dağıtım bölgesinin kendi kaçak oranını kendi abonelerinin faturalarına yansıtması durumunda iki büyük sonucun ortaya çıkacağını öne sürüyor:
- Caydırıcılık: Kaçağın faturasının doğrudan bölge halkına yansıması, toplumsal baskıyı artırarak kaçak kullanımın hızla azalmasını sağlayacaktır.
- Adalet: Yüksek kaçak oranı olan bölgelerdeki dürüst aboneler de, kaçağın maliyetini daha somut hissedecek ve kaçağa karşı daha aktif bir duruş sergileyecektir.
Hukuki süreçte 2012 yılından itibaren “hırsızlık” yerine “karşılıksız yararlanma” suçu olarak değerlendirilse de, yüksek kaçak oranları ekonomik zararın büyüklüğünü koruyor ve adil dağıtım sistemi talepleri devam ediyor.
Mevcut sistemin 2025 yılına kadar devam etmesi beklenirken, yetkililerin ulusal maliyet yükünü hafifletmek ve bölgesel çözümleri teşvik etmek adına somut adımlar atması bekleniyor.